Laptoplarda, telefonlarda ve hatta bebek koltuklarında bile bulunan gizli tehlike
Kullandığımız ürünler ne kadar sağlıklı? Endüstriyel ürünlerin çoğunda zehirli kimyasallar kullanılıyor ve bunların insan vücuduna girmediği durumda, sorun yaratmayacağı vurgulanıyor. Ancak sorun şu ki, bu kimyasallar vücuda geçiyor!
Birmingham Üniversitesi’ndeki bilim insanları, dizüstü bilgisayarları, bebek koltuklarını ve akıllı telefonları daha yanmaz hale getirmek için kullanılan zehirli kimyasalların insan derisinden kolayca geçebildiğini ve kan dolaşımına karışabildiğini kanıtladı. Yani iş yapmak için her gün kullandığımız dizüstü bilgisayarlarda ısınınca yanmasın, yangın çıkarmasın diye üstüne kaplanan kimyasal madde, parmaklarımızdan, cildimizden vücudumuza geçiyor ve bu kimyasallar son derece zehirli maddeler.
Çeşitli ev eşyalarında, hatta bebek koltuklarında ve masalarında bile kullanılan bu maddeler, kanser riskini artırmanın yanı sıra tiroid fonksiyonlarını, bilişsel gelişimi, motor becerileri ve yumurtalık fonksiyonlarını da etkileyebiliyor.
Bazı kimyasallar dünyanın bir bölümünde yasak
Bilim insanları bu zehirli kimyasalların sulara veya gıdaya bulaşmaması için dünyayı zaten uyarıyordu, çünkü bu şekilde zehrin insan vücuduna girmesi kaçınılmaz oluyor. Ama şimdi bu maddelerle doğrudan temas etmek de, deri üzerinden zehrin emilmesi için yeterli oluyor gibi görünüyor. Üstelik bu kimyasalların bazılarının kullanımı, ABD, İngiltere ve Avrupa’daki bazı ülkelerde çoktan yasaklanmış durumda. Ancak dünyanın geri kalanında bu kimyasallarla kaplanmış ürünler kullanılmaya devam ediyor.
1970’lerde piyasaya sürülen ve polibromlu difenil eterler (PBDE’ler) olarak adlandırılan bu kimyasal grubu ilk ortaya çıktığında insanlara daha güvenli, ekonomik ve pratik bir dünya sunmayı amaçlıyordu. Ancak gelinen nokta bu maddelerin ağır zehirli yapısıyla insanları kansere ve çeşitli hastalıklara sürüklediği anlaşıldı.
İçme sularının sadece cam şişelerde dağıtıldığı 40 sene önce dünya ne yaşadı da içtiğimiz suyu bile zehirli kimyasallarla kaplanmış plastik şişeler içine koymaya başladık, bilemiyoruz. Ama geldiğimiz noktada herkes pişman. Bilim insanları da bu pişmanlığın altının boş olmadığını ispatlıyor.